BURCU ERTÜRK

“Çok istedim kalemi kırmayı ama o inatla yazdı”

Kitabımdan...


Canım Handem,

Bana kızgın olduğunu biliyorum. İnan haklısın hiçbir şey kaybettiğimiz zamanı geri getiremez. Ama bu defteri okursan belki beni birazcık da olsa anlarsın ve mezarımda beni ziyaret edersin. Sanırım çok az zamanım kaldı, o kadar yoruldum ki anlatamam. Bir kadını gene bir kadın anlar… Bazen nefes alırsın ama yetmez, yaşarsın ama geçmez. Sonra zamana bırakırsın her şeyi bir türlü bitmek bilmez. Sonunda bırakıp gidersin acı olan kimse fark etmez. Özü ve sözü bir olmayan şu dünyada manen ölmem çokta zor olmadı aslında… Umarım sen beni affetmeyi öğrenirsin. Ben kendimi hiç affetmedim! Sana geçen yılları geri veremem belki ama yaşamım boyunca yıllar hakkında öğrendiğim en önemli şeyi vermek istiyorum; yıl dediğimiz şeyin eskisi yenisi yoktur ancak anları vardır, bir de ömürden çaldığı zamanları… Baharı vardır mesela bizi sevindiren, yazı gelir yüzün güler; sonbaharı hüzünden titretir. Sonra bir bakmışsın ölüm olur adı ömrüne kışı getiren!

Ben mi? Ben hep kıştaydım kızım seni beklerken… Seni hep seven Annen...

Bu kadar mıydı? Onca yıldan sonra yazdıkları bu muydu? Mektubun arkasına baktım, boştu. Defteri açmanın vakti gelmişti...

Burcu Ertürk

Tv Röportajları

Hakkında

1980’de İstanbul’da doğan Burcu Ertürk, Uludağ Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunudur. Ardından Londra’da iki yıllık işletme eğitimi alan Ertürk Türkiye’ye döndükten Sabancı Holding’de finans uzman yardımcısı olarak çalıştı. 

Yıllar boyunca hobi olarak araştırma ve deneme yazıları yazan Burcu Ertürk aynı zamanda toplumsal dayanışma derneklerinde çalıştı. 2018 yılında radikal bir karar vererek kadın ve toplumsal şiddet olaylarını inceleyerek topladığı gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan romanlar yazmaya başladı. 

Burcu Ertürk insanların hayatlarına daha yakından dokunabilmek, özellikle kadın meselelerini irdelediği gerçek hayat hikayesi olan ilk romanı Yade’yi yayımladı. İdeali gerçek hayat hikayelerini kaleme alarak okurlara ulaştırabilmek olan Burcu Ertürk hala İstanbul’da yaşamaktadır.

Kitabımdan...

Canım Handem,

Bana kızgın olduğunu biliyorum. İnan haklısın hiçbir şey kaybettiğimiz zamanı geri getiremez. Ama bu defteri okursan belki beni birazcık da olsa anlarsın ve mezarımda beni ziyaret edersin. Sanırım çok az zamanım kaldı, o kadar yoruldum ki anlatamam. Bir kadını gene bir kadın anlar… Bazen nefes alırsın ama yetmez, yaşarsın ama geçmez. Sonra zamana bırakırsın her şeyi bir türlü bitmek bilmez. Sonunda bırakıp gidersin acı olan kimse fark etmez. Özü ve sözü bir olmayan şu dünyada manen ölmem çokta zor olmadı aslında… Umarım sen beni affetmeyi öğrenirsin. Ben kendimi hiç affetmedim! Sana geçen yılları geri veremem belki ama yaşamım boyunca yıllar hakkında öğrendiğim en önemli şeyi vermek istiyorum; yıl dediğimiz şeyin eskisi yenisi yoktur ancak anları vardır, bir de ömürden çaldığı zamanları… Baharı vardır mesela bizi sevindiren, yazı gelir yüzün güler; sonbaharı hüzünden titretir. Sonra bir bakmışsın ölüm olur adı ömrüne kışı getiren!

Ben mi? Ben hep kıştaydım kızım seni beklerken…

Seni hep seven Annen...

Bu kadar mıydı? Onca yıldan sonra yazdıkları bu muydu? Mektubun arkasına baktım, boştu. Defteri açmanın vakti gelmişti...

Burcu Ertürk